Hava kirliliğinin sebeplerinden bazıları şu şekilde belirtilebilir:
İnsan ve canlı sağlığına son derece büyük zararları olabilen hava kirliliği, hem kısa vadeli hem de uzun vadeli sonuçlar doğurur. Kısa vadeli sonuçlar arasında zatürre ve bronşit benzeri hastalıklar, baş dönmesi, migren atakları, mide bulantısı, ciltte tahrişlik ve egzama gibi hastalıklar bulunur. Uzun vadeli sonuçları arasında ise akciğer kanseri, amfizem gibi solunum yolu hastalıkları yer alıyor.
2021 yılında WHO tarafından hazırlanan Dünya Hava Kirliliği Raporu, Türkiye’nin Avrupa bölgesindeki 42 ülke arasında havası en kirli yedinci ülke olduğunu ortaya koydu. Türkiye'de PM2.5 yoğunluğu, 2021 senesinde ortalama 20 μg/m olarak ölçüldü. Sıralamada Türkiye’den önce Karadağ, Bosna Hersek, Lübnan, Sırbistan, Kuzey Makedonya ve Hırvatistan yer alıyor. Türkiye’den sonra ise Polonya, Yunanistan, Ukrayna gibi ülkeler geliyor.
2022 raporunda Türkiye, Avrupa listesinde 6.sıralamaya geriliyor. Hatta Avrupa’nın en kirli 15 şehri arasında Türkiye’den beş şehir de bulunmakta.
Hava kirliliği haritası, belirli bir bölgedeki hava kalitesini gösteren bir araçtır. Bu haritalar, hava kirliliği düzeylerini görsel olarak sunarak hava kalitesi verilerini renklendirilmiş alanlarla temsil eder. Genellikle şu bilgileri içerir:
Hava Kalitesi İndeksi (AQI): Hava kirliliğinin derecesini gösteren sayısal bir değer. Düşük değerler temiz hava, yüksek değerler sağlıksız hava koşullarını gösterir.
Kirletici Türleri: PM2.5 (ince partikül madde), PM10 (daha büyük partikül madde), Ozon (O3), Azot Dioksit (NO2), Kükürt Dioksit (SO2) ve Karbon Monoksit (CO) gibi kirleticiler ayrı ayrı gösterilebilir.
Bölgesel Kapsam: Harita, şehirler, bölgeler, ülkeler veya dünya genelindeki farklı yerlerdeki hava kalitesini gösterir.
Zaman Dilimi: Anlık hava kirliliği durumu ile geçmiş trendler veya geleceğe yönelik tahminler sunulabilir.
Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı Ulusal Hava Kalitesi İzleme Ağı Kirlilik Haritası>>
Havanın doğal bileşiminin çeşitli nedenlerden ötürü değişip canlı hayatına tehdit olabilecek hale gelmesine hava kirliliği denir. Havada her daim yabancı madde bulunsa da bunun yoğunluğu ve havada bulunduğu süre, insan ve canlı sağlığına çok büyük tehdit oluşturabilir. Hava kirliliğine sebep olan kirleticilerden bazıları şu şekilde belirtilmiştir:
Hava kirliliği, hem insan eliyle hem de doğal sebeplerden ötürü oluşabilir. Bu sebeple hava kirliliğini suni kaynaklı ve tabii kaynaklı olmak üzere iki farklı ana başlık altında inceleriz. Tabii kirlilik genelde meteorlardan, yeryüzündeki kumluk alanlardan ve bunun gibi insan tahakkümü altında olmayan nedenlerden ötürü oluşur. İnsan eliyle oluşan kirlilik ise endüstriyel işlemler ve ulaşımda kullanılan araçların çıkarttığı gazlar gibi sebeplerden meydana gelir.
Kirleticilerin uzun mesafeli taşınması ve ormanlar üzerindeki etkisi, asit yağmurunu da içeren olaylar için sorumlu tutuluyor. Hava kirliliğinin geçmişine baktığımızda 1990'ların ortalarında, partiküler madde (PM) olarak adlandırılan tehditler ortaya çıktı, özellikle 10 mikrondan küçük (PM10) ve 2,5 mikrondan küçük (PM2.5) parçacıkların yayılması bu dönemlerde hız kazandı. Harvard Üniversitesi tarafından yürütülen ve Six Cities Study adıyla bilinen bir araştırma, hava kirliliği düzeyleri ile yaşam süresi arasında güçlü bir ilişki olduğunu tespit etti. Bu çalışma, PM2.5 seviyelerinin yüksek olduğu şehirlerde yaşayan insanların daha temiz şehirlerde yaşayanlardan iki ila üç yıl daha az yaşadığını ortaya koydu.
Bugün, dünya genelinde PM2.5'in yılda 4,2 milyon erken ölüme ve 100 milyon yıl kaybına yol açtığı tahmin ediliyor.
Enerji üretimi, hava kirliliği üzerinde önemli bir etkiye sahiptir. Fosil yakıtların yanması, enerji üretimi için yaygın bir yöntem olduğundan, bu işlem sırasında atmosfere zararlı emisyonlar salınır. Özellikle kömür ve petrol gibi fosil yakıtların kullanımı, hava kalitesini olumsuz etkiler. Bu yakıtların yanması sonucu karbondioksit (CO2) gibi sera gazları atmosfere salınır, bu da küresel iklim değişikliği ve hava kalitesinin bozulmasına katkıda bulunur. Ayrıca, azot oksitler (NOx) ve kükürt dioksit (SO2) gibi hava kirleticileri de yayılır, bu da asit yağmuru, ozon oluşumu ve solunum yolu hastalıklarına neden olabilir.
Bu gibi sebeplerden ötürü temiz ve sürdürülebilir enerji kaynaklarına yönelmek, hava kirliliğini azaltmak ve çevreyi korumak için önemli bir adımdır. Yenilenebilir Enerji yazımıza göz atarak bu konuda detaylı bilgi edinebilirsiniz.
Hava kirliliğinin sebeplerinden bir tanesi olan kirli gaz yayılımı, evlerden de kaynaklı olabiliyor. Hatta ülkemizde tüketilen enerjinin yaklaşık %30’unu binaların ısıtılması ve soğutulması amacıyla kullanıyoruz. Bunu göz önünde bulundurarak yaşam alanımız olan evlerimize ısı yalıtımı yaparak dışarıya yayılan gazın miktarını azaltabiliriz, böylece hava kirliliğinin azalmasına da katkı sağlamış oluruz.
Kısacası ısı yalıtımı hem bize hem de dünyaya son derece faydalıdır. Isı yalıtımı konusunda daha fazla bilgi almak için Isı Yalıtımı rehber yazımıza göz atabilirsiniz.
Hava kirliliğinin önüne geçmek zor olsa da imkansız değildir. Özellikle hayat kalitemizi arttıracak verimli adımlar attığımızda hava kirliliğini ciddi anlamda azaltabiliriz. Örneğin güneş enerjisi, çalışırken hava kirliliğine sebep olabilecek herhangi bir sera gazı üretiminde bulunmaz. Bu da demek oluyor ki enerjimizi güneşten kazanırsak günlük hayatımızda sera gazı salınımını azaltarak hava kirliliğinin de azalmasına katkıda bulunabiliriz.
Güneş Enerjisi sayfamızı ziyaret ederek bu konuda detaylı bilgi alabilirsiniz. Dilerseniz Güneş Enerjisi Kullanım Alanları yazımızı ziyaret ederek de nerelerde güneş enerjisinden faydalanabileceğiniz konusunda bilgilenebilirsiniz.
Hava kirliliğini önlemek adına atabileceğiniz adımlardan bazıları yukarıda belirtildiği üzere ısı yalıtımı ve temiz enerji kullanımıdır. Bunlar dışında alınabilecek bireysel önlemlerden bazıları şu şekildedir: