Nükleer Enerji

Gökçe Tekin Turhan
Yazar
Gökçe Gülten
Gökçe Gülten
Danışman
Gökçe Tekin Turhan
Güncelleme:
25.9.2024
Yayım:
7.9.2022
Nükleer Enerji

Nükleer Enerji Nedir?

Nükleer enerjiyi atomun çekirdeğinde var olan enerji olarak tanımlayabiliriz. Maddeyi oluşturan en küçük yapı taşları atomlardır. Atomların çekirdeğini bir arada tutan güç ise nükleer enerjidir.

Nükleer enerji teknolojisinde, plütonyum, uranyum gibi ağır atomların bölünmesiyle açığa çıkan atom enerjisinin ve çekirdek tepkimesi sırasında açığa çıkan radyoaktif enerjinin yardımıyla üretilen ısı enerjisi, buhar türbinini döndürür ve türbine bağlı jeneratörden elektrik üretilir.

1940’lı senelerde geliştirilmiş ve 2. Dünya Savaşı sonrasında da ticari elektrik üretmek için kullanılmıştır. İlk yıllarda ucuz ve kurtarıcı bir enerji kaynağı olarak görülse de zaman içerisinde yüksek radyasyon tesislerinde çalışmanın zorluğu anlaşılmıştır. Günümüzde ihtiyaç duyduğu enerjinin en az yüzde yirmi beşini nükleer enerjiden karşılayan yaklaşık on altı ülke bulunmaktadır.

Nükleer Santral Çalışma Prensibi

Ana madde olan uranyumun parçalanması sonucunda yüksek bir enerji açığa çıkar ve bu sayede fisyon tepkimesi gerçekleşir. Oluşan enerji, su buharını yüksek derecelerde ısıtır. Isınma sonucu çıkan buhar, elektrik jeneratörü türbinlerine iletilir. Böylelikle türbin şaftı çevrilir ve elektrik üretimi sağlanır. Elektrik, iletim hatları ile kullanılacağı yerlere gönderilir. Türbinden çıkan basınç ve sıcaklığı düşmüş olan buhar, yeniden kullanmak için yoğuşturucuda su haline dönüştürülür ve reaktörün kalbine gönderilir.

Nükleer Enerji Kaynakları

Nükleer enerji, üç nükleer reaksiyon ile oluşabilir:

  1. Füzyon: Atomik parçacıkların birleşmesi
  2. Fisyon: Atom çekirdeğinin zorlanarak parçalanması
  3. Yarılanma: Çekirdeğin parçalanması sonucu daha kararlı hale geçmesi. Doğal fisyon (çekirdek parçalanması) da denilebilir.

Nükleer enerji kaynakları uranyum-238 ve uranyum-235 izotoplarıdır. Nükleer enerji fisyonla oluşabildiğinden, doğada var olan ve parçalanabilen tek madde uranyum-235 izotopudur. Fisyon sonucunda uranyum-235, uranyum-238’e, uranyum-238 de plütonyum-239 izotopuna dönüşür. Böylelikle bazı nükleer enerji santrallerinin yakıtları “plütonyum-uranyum” izotoplarının karışımıyla sağlanmış olur.

Nükleer Enerji Nasıl Elde Edilir?

Fisyon tepkimesinde uranyumun bölünmesiyle yüksek miktarda enerji açığa çıkmaktadır. Bölünmenin gerçekleşmesi için nötronlar uranyumun çekirdeğine güçlü bir hızla çarparlar. Çarpışma sonrası çekirdek kararsız hale geçer. Ardından büyük enerji açığa çıkaran fisyon tepkimesi gerçekleşir. İlk fisyon tepkimesinin gerçekleşmesiyle nötronlar ortama yayılır. Fisyon, her atom çekirdeğinde gerçekleşene kadar nötronlar uranyum çekirdeklerine çarpmaya devam eder. Eğer açığa çıkan enerji kontrol edilmezse sonuç ölümcül olabilir. Fazla nötronları tutan ünitelerin kullanımı sayesinde kontrollü fisyon tepkimesi gerçekleşmiş olur.

Nükleer Güç Santrali

Nükleer santraller, nükleer reaktörlerin radyoaktif maddeleri yakıt formunda kullanarak ısı enerjisi ve bu enerjiden de elektrik enerjisi ürettiği tesislerdir. Radyoaktif maddelerin kullanılması sebebiyle bu tesislerde çok sıkı güvenlik önlemleri alınmaktadır.

Elektrik üretimini gerçekleştiren ilk ticari nükleer güç santrali İngiltere Calder Hall'da açılarak 17 Kasım 1956'da faaliyet göstermeye başlamıştır. Fisyon ile üretilen ilk elektrik ise, Arco, Idaho’daki Deneysel Üretken Reaktöründen Aralık 1951 yılında sağlanmıştır.

Nükleer santraller kullandıkları yakıta, soğutucuya, moderatöre ve nötron kaynaklarına göre sınıflandırılabilir. Bu çeşitli sınıflandırma, kendi içlerinde de alt gruplarla ifade edilebilir.

  • Yakıta göre: Tabii ve zenginleştirilmiş yakıt kullanan reaktörler;
  • Moderatöre göre: Ağır sulu, hafif sulu ve grafik çubuk halinde reaktörler;
  • Karbon soğutucusuna göre: Hafif sulu, ağır sulu, gaz soğutma ve sıvı metal soğutmalı reaktörler;
  • Nötron kaynaklarına göre: Termal nötronlu, ve hızlı nötronlu reaktörler.

Nükleer enerji santrallerinde üretim miktarı, pek çok faktöre göre değişebilmektedir. Dünyanın en fazla nükleer enerji üreten ülkesi, 95 santral ve 97,000 MW/sa kurulu gücüyle 810,000 GW/sa elektrik üretimi gerçekleştiren ABD’dir.

Nükleer Reaktör

Nükleer reaktörler, zincirleme çekirdek tepkimesinin başlatıldığı, devamlı ve kontrollü bir şekilde sürdürüldüğü aygıtlardır. Nükleer reaktörler, genel olarak nükleer enerjiyi elektrik enerjisine çevirmede rol oynarlar. 2005 yılı itibarıyla dünyada toplamda 1100 civarında nükleer reaktör çalışmaktadır. 2017 yılı itibari ile 31 ülkede yaklaşık 450 ticari nükleer reaktör, küresel anlamda elektrik arzının %15’ini, genel enerji tüketiminin %6,5’unu ve nihai enerji kullanımının %2’sini karşılamaktadır.

Nükleer Santral Güvenlik Sistemleri

Nükleer santrallerde, reaktörlerin yaydığı radyasyonu kontrol altında tutmaya dayanan güvenlik önlemleri mevcuttur.

  • Reaktör koruma sistemi: Nükleer reaksiyonu anında sonlandırır. Zincirleme tepkimeyi kırar ve ısı kaynağını ortadan kaldırır.
  • Engelleme sistemleri: Radyoaktif maddelerin çevre salınımını önler. Bazı engelleme sistemleri şu şekildedir:
  • Yakıt kaplama: Nükleer yakıtın etrafında koruma tabakasıdır. Reaktör soğutma devresinde yakıtı korozyondan korur.
  • Reaktör kabı: Koruyucu ilk katmandır. Nükleer reaksiyon sırasında açığa çıkan radyasyonun çoğunu yakalamak amacıyla yüksek basınçlara dayanıklı tasarlanmıştır.
  • Birincil çevreleme: Sızıntı ve güçlü iç basınçlara dayanıklı biçimde tasarlanmıştır.
  • İkincil çevreleme: Çoğu santralde, radyasyon sebebiyle birincil sistemi kapsayan ikincil çevreleme sistemi vardır.
  • Çekirdek alıcı: Birincil çevrelemede zemin, nükleer erimeye karşı dayanıklı betondan oluşur. Fakat çekirdeğin betonu eritebileceği endişesi ile bir çekirdek tutucu tasarlanmıştır.

Nükleer Enerjinin Avantajları

  • Nükleer enerji, karbondioksiti havaya karıştırmadığı için sera etkisi oluşturmaz. Bu sebeple çevre dostu bir enerji kaynağıdır. Sera gazı salınımı yapmaz.
  • Hammadde maliyeti oldukça düşüktür. Çünkü enerji üretiminde çok az hammadde kullanılmaktadır.
  • Nükleer enerji sistemindeki yakıtlar dönüştürülebilir cinsten olduğu için yakıt olarak tekrar kullanılabilir.
  • Potansiyel rezervleri çoktur. Bugünkü rezervlerin hesaplaması sonucunda nükleer santralleri 150 yıl daha besleyebileceği sonucu çıkarılmıştır.
  • Nükleer enerji santralleri sayesinde ithal enerji bağımlılığı azalmış olur.
  • Hammadde hacmine oranla yüksek miktarda enerji sağlar.
  • Nükleer enerji üretiminde yakıtın on yıl depolanma gibi bir kolaylığı bulunmaktadır.

Nükleer Enerjinin Dezavantajları ve Riskleri

  • Radyoaktivite sebebiyle üretimden önce ve üretim esnasında tehlikelidir. Atıklar zehirlilik oranının %99’unu yaklaşık 600 yıl sonra kaybeder. Bu atıklar insan ve çevre sağlığı açısından da son derece tehlikelidir.
  • Kurulum maliyetleri yüksektir.
  • Uranyum hafif bir hacme sahip olmasına rağmen çıkarılırken fazla arazi işlenmesi sebebiyle dev miktarlarda atık madde oluşur. Bir ton uranyum yirmi bin ton atık bırakır.
  • Nükleer santrallerde kaza riski doğal afetlerle birlikte artış gösterir.
  • Nükleer enerji santralleri havaya az miktarda karbondioksit salınımı yapar. Herhangi bir sızıntı durumunda ise su ve çevre kaynakları kirlenir.

Bu çevresel risk faktörlerinden dolayı, nükleer enerjiye alternatif olarak gösterilen yenilenebilir enerji kaynakları için sayfamızı ziyaret edin.

Nükleer Atık

Nükleer enerji üretimi sonrasında oluşan maddelerin durumuna “nükleer atık” denir. 1 GW üretim kapasitesine sahip bir nükleer reaktör, bir yılda yaklaşık 30 ton nükleer atık üretir. Nükleer atıklar, radyoaktivite nedeniyle özel tesislerde toplanır, tesislerdeki asfalt, beton ve camdan oluşan özel depolarda saklanır. Bu işlem ile tesisteki radyoaktivitenin insan ve çevre üzerindeki olumsuz etkisinin önüne geçmek hedeflenir.

Nükleer Enerjinin Kullanım Alanları

Günümüzde nükleer enerji birçok farklı alanda kullanılmaktadır. En önemli kullanım alanı ise elektrik üretimidir. Nükleer santraller sayesinde günümüzde dünya elektrik ihtiyacının %17’si karşılanmaktadır.

  • Nükleer kaynaklardan elde edilen enerjinin kullanım alanlarının başında sağlık sektörü gelmektedir. Özellikle hastalıkların tanılama ve tedavisinde, PET taraması, x-ray ve bilgisayarlı tomografi gibi uygulamalarda nükleer enerjinin rolü büyüktür.
  • Tarım alanında yiyeceklerin içerisindeki zararlı maddelerden arındırılması yoluyla sağlıklı besin üretimi, nükleer enerji kaynağı ile mümkün olmaktadır. Gıdaların herhangi bir zarar görmeden böceklerden temizlenmesi konusunda da radyasyon kullanılmaktadır.
  • Araba lastiği, teflon tava, kozmetik ürünleri, lens, dondurma gibi çeşitli tüketici ürünlerinin üretiminde de ışınım teknolojisi yoluyla nükleer enerjiden yararlanılmaktadır.
  • Kanalizasyon borusu kaçaklarının tespitinde, nükleer enerji taraması sayesinde alanın tamamının kazılmasına gerek duyulmaz.
  • Askeri alanda nükleer teknolojinin rolü büyüktür. Denizaltı ve uçakların enerji ihtiyacının karşılanmasında, askerlerin yiyeceklerinin uzun süre dayanması konusunda nükleer enerji kullanılır.
  • Uzaya gönderilen insansız hava araçlarının enerji ihtiyacının karşılanması, nükleer enerjinin bir diğer kullanım alanıdır. Bu sayede uzay konusunda birçok bilgiye ulaşmaktayız.
  • Sanayi sektöründe farklı alanlarda nükleer enerjinin faydasını görmekteyiz. Örneğin: Makinelerin ve endüstriyel araç gereçlerin çatlak, kaçak vb. durumlarının tespitinde, makinelerin performanslarının ölçülmesinde, yollara dökülen asfalt yoğunluğunun ölçülmesinde nükleer teknoloji kullanılır.

Elektrik ihtiyacı için daha çevre dostu olmasıyla öne çıkan diğer bir kaynak da güneş enerjisidir.

Güneş Enerjisi Hakkında Kapsamlı Bilgi Al

Türkiye’de Nükleer Enerji

  • Türkiye'de nükleer alandaki çalışmalar, 1955 yılında "Atom enerjisinin barışçıl kullanılması" konusunda düzenlenen 1. Cenevre Konferansı'ndan sonra başlamıştır.  Elektrik üretme amacıyla kurulması hedeflenen nükleer santralle ilgili ilk tasarılar, 1968’de başlamıştır. 1972-1974 yıllarında yer ve yapılabilirlik koşulları değişen şartlara göre düzenlenerek 1976’da Silifke'nin batısındaki “Akkuyu” ilk kuruluş yeri olarak seçildi. 1976 yılında nükleer santral ihalesi için girişimde bulunulsa da, görüşmeler bazı sebeplerle sonuçlanmadı.
  • 2 Kasım 1983’te bütün nükleer konuları bir çatı altında yürütmek amacıyla Nükleer Elektrik Santrallari Kurumu (NELSAK) kararnamesinin onaylanması sonucunda dönemin cumhurbaşkanı Kenan Evren, Türkiye'de üç ayrı tipte üç nükleer santral kurulacağını açıklamıştır. Ancak NELSAK kararnamesi hiçbir zaman uygulanmamıştır.
  • 1986 yılının Nisan ayında Sovyetler Birliği'nde gerçekleşen Çernobil kazasından dolayı Türkiye'de de nükleer santrallerle ilgili çalışmalar askıya alındı. 1988’de "TEK Nükleer Santraller Dairesi" kapatıldı.
  • 1993 yılında toplanan “Bilim ve Teknoloji Yüksek Kurulu”, nükleer enerjiden elektrik üretimi sağlama konusunu ülkenin üçüncü öncelikli meselesi olarak açıkladı. 1996'da Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı'nın görevlendirdiği üç danışman ve TEAŞ Nükleer Santraller Dairesi'nden iki elemandan oluşan bir komisyon, ihale şartnamesini inceledi ve ihaleye son şeklini verdi.
  • 1996 yılının Ekim ayında Resmi Gazete'de Akkuyu Nükleer Enerji Santrali ihalesinin açılmış olduğu duyuruldu. 15 Ekim 1997’de AECL, NPI ve WESTING HOUSE tekliflerini sundular fakat 2000 senesinde hükümet bu projenin sonuçlandırılmasından ve ülkede nükleer santral kurulmasından vazgeçtiğini açıkladı.
  • 2004 yılının Mayıs ayında, dönemin Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Hilmi Güler, nükleer enerji santrali konusunu yeniden gündeme getirdi.  Daha önce santralin kurulacağı yer olarak tespit edilen ve çevreci grupların karşı çıktığı Mersin'deki Akkuyu bölgesi de nükleer enerji santrali kurulacak bölgelerden biri olarak gündeme geldi. İlk santralin yapımına da daha sonra burada başlanacaktı.
  • 2010-2020 yılları arasında üç nükleer santral kurmayı hedefleyen "Nükleer Enerji Yasası", 17 Ocak 2007'de çıkarılmasına rağmen dönemin Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer, santrali kuracak şirketin denetimi, yapısı, söküm masrafı gibi kısımlarda anayasaya aykırı durumların bulunduğu gerekçesiyle yasanın üç maddesini veto etti.
  • Türkiye'de gündeme gelen bir diğer nükleer santral projesi, Sinop Nükleer Güç Santralidir. 3 Mayıs 2013’te Japonya’nın Türkiye'ye yaptığı bir ziyaret sonrasında nükleer santral kurulması amacıyla uluslararası bir anlaşma imzalanmıştır. 27 Haziran 2019 tarihinde Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, artan masraflar sebebiyle Sinop NGS projesinin durdurulduğunu açıklamıştır.
  • 14 Ekim 2015’te Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Ali Rıza Alaboyun, Akkuyu ve Sinop projelerinin ardından üçüncü nükleer enerji santralinin de İğneada’da yapılmasının planlandığını açıkladı. Bu açıklamadan sonra Demirköy Belediye Başkanı Muhlis Yavuz, nükleer santralin ilçe halkı tarafından istenmediğini dile getirdi.  

Akkuyu Nükleer Enerji Santrali

12 Mayıs 2010 tarihinde Rusya Federasyonu ile Türkiye Cumhuriyeti arasında Türkiye’nin güney kıyısındaki Mersin ilinin Gülnar ilçesinde VVER-1200 reaktörlü dört güç ünitesine sahip, toplam 4800 MW kurulu güç kapasiteli Akkuyu Nükleer Güç Santralinin inşa edilmesini öngören işbirliği anlaşması imzalandı. Yapım ve yönetiminin Rusya tarafından üstlenildiği nükleer santralin temelleri atıldı.

13 Aralık 2010’da anlaşmanın koşulları uyarınca Rus tarafı, Türkiye Cumhuriyeti’nde "Akkuyu Nükleer Anonim Şirketi" ismiyle projeden sorumlu şirketi kurdu. ROSATOM'un projedeki payı %99,2 oldu. Projenin toplam maliyeti ise 20 milyar ABD doları seviyesine geldi.

Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Fatih Dönmez, 9 Mart'ta yaptığı açıklama ile Akkuyu Nükleer Santralinin ilk reaktörünün 2023 yılında devreye gireceğini açıkladı. Türkiye’nin ilk nükleer santrali olması özelliği taşıyan projenin tamamen işlev kazandığı takdirde ülke elektrik ihtiyacının %10’unu karşılayabileceği ön görülüyor. Projenin ilk reaktörünün 2023 yılında devreye alınması bekleniyor. Sonraki her yıl da diğer bir reaktörün aktif hale getirilmesi planlanıyor.

Nükleer Enerji Kullanan Ülkeler

Dünyada 31 ülkede işler durumda 454, 17 ülkede inşaat halinde bulunan 55, ülkelerin enerji taleplerini karşılamak amacıyla 5 yıl içerisinde kurulacak ve işletmeye alınacak 10 ve gelecek 15-30 yıl içerisinde işletmeye alınacak 113 nükleer reaktör vardır.

Var olan nükleer santrallerin büyük bir bölümünü kaynar su ve basınçlı su reaktörleri oluşturmaktadır. Bu reaktörler genel olarak hafif su reaktörleri (LWR) olarak isimlendirilir. Bunun nedeni, reaktörde yavaşlatıcı ve soğutucu olarak normal su kullanılmasıdır. Ağır su reaktör tasarımlarında ise yavaşlatıcı olarak ağır su (D2O) kullanılmaktadır. Buna benzer olarak, gaz soğutmalı reaktör tasarımlarında soğutucu helyum gibi gazlar, yavaşlatıcı ise grafit gibi karbon tabanlı katı bileşiklerdir.

Nükleer reaktörlerin çalışma ömrü 25 ile 60 yıl arasında değişmektedir.

1954’ten bu zamana dünyada 623 nükleer santral işletmeye alındı. Bunlardan 169’u ömrü dolduğu için kapatıldı. Kurulu güç itibariyle dünya elektrik üretiminin %11’i nükleer santrallerden sağlanıyor. Dünyanın nükleer elektrik üretim miktarı (2.487 TW/sa), Türkiye’ye 8.5 kez yetebilir zira ülkece elektrik tüketimimiz 297 milyar kW/sa.

Enerji konusunda dışa bağımlı olan ülkemizde nükleer santral yokken, net enerji ihracatçısı 5 ülkede (Güney Afrika,  Rusya,  İran, Kanada ve Meksika) 59 nükleer enerji santrali bulunmaktadır.

  • ABD: 98 santrale sahip ve 2 santral daha inşa etmektedir. Ülkemizin kurulu gücünden 11.000 MW daha fazla kurulu güçleri mevcuttur. (99.200 MW)
  • Fransa: 58 nükleer santrale sahiptir ve 1 santral daha inşa etmektedir. Elektik talebinin % 72’sini nükleer santrallerden karşılar.
  • Rusya: 37 nükleer santral üretime devam etmektedir. 6 santral ise inşa halindedir. Elektrik üretiminin % 18’ini nükleer enerji ile karşılamaktadır.
  • Güney Kore: 5 santral inşaat aşamasında ve 24 santral ise işletmededir. Elektrik üretiminin %27’sini nükleer santrallerden karşılamaktadır.
  • Çin: 46 nükleer santrale sahiptir. 11 nükleer santralin inşasına başlanmıştır.
  • İngiltere: 15 nükleer santrale sahiptir. 2019 yılında uzun yılların ardından 1 nükleer santralin daha inşasına başlanmıştır.
  • Birleşik Arap Emirlikleri: 4 nükleer santral inşa etmektedir.
  • Slovenya’da 1 nükleer santral bulunmaktadır.
  • Slovakya’da 4 nükleer santral bulunmakta ve 2 nükleer santral de inşa edilmektedir.
  • İsviçre’de 5 nükleer santral bulunmaktadır ve bu santrallerden elektrik ihtiyacının % 34’ü karşılanmaktadır. Yapılan referandum ile nükleer santrallerin kapatılmaması kararı çıkmıştır.
  • Almanya’nın komşusu olan 8 ülkede 21 nükleer santral bulunmaktadır. Almanya, Fransa ve Çekya'nın nükleer yolla ürettiği elektriği bazı dönemlerde ithal eder. Bu sebeple Almanya, 2022’de nükleer santrallerden tamamen vazgeçecek olmasına rağmen nükleer elektrikten vazgeçemeyecek.

28 üyesi bulunan Avrupa Birliği içerisindeki 14 ülkede, 126 santral işler durumda ve 5 santral de inşa halindedir. AB’ de nükleerin enerjinin, elektrik üretimine katkısı %26 oranındadır.

2019 Ocak ayı verilerine göre, elektrik ihracatı yapan ülkelerde işletme ve inşa halindeki nükleer santral sayıları aşağıdaki gibidir:

Nükleer Enerji Mühendisliği

Nükleer enerji mühendisliği, santrallerin tasarlanmasını ve birçok yönden geliştirilmesini sağlayan, kurulan santralin sorunsuz işletilmesinden sorumlu olan bir meslek dalıdır. Bu görevlerinin yanı sıra nükleer enerji ve radyasyondan yarar sağlamak için gereken süreçleri, araçları ve sistemleri araştırmakla da yükümlüdür. Nükleer enerji mühendisleri, radyasyondan korunma, nükleer enerji güvenliği, nükleer reaktör fiziği ve teknolojisi, sürdürülebilir enerji dönüşüm teknolojileri gibi alanlarda da destek verirler. Nükleer santrallerde üretilen enerjinin güvenli bir şekilde kullanılabilir hale gelmesi konusunda çalışmalar yaparlar.

Bir nükleer mühendisin görev tanımını şu şekilde özetlemek mümkündür:

  • Nükleer santralin kurulacağı alanın zemin kontrolünü yapmak,
  • Nükleer enerjinin üretilmesi, geliştirilmesi ve barışçıl amaçlarla kullanılması konularında çeşitli araştırmalar ve çalışmalar yapmak.
  • Sağlık bakımından riskli görülen unsurların ortadan kaldırılmasını sağlamak.
  • Nükleer santralin güvenlik, çevre yapısı, fiziki koşulları ve iklim şartları açısından değerlendirerek santralin kurulması için uygunluk görüşünü bildirmek.
  • Nükleer santral içerisindeki cihazların kullanımı için gerekli önlemleri almak.

Ülkemizde nükleer enerji mühendisliği bölümünde lisans eğitimi veren üniversiteler Hacettepe Üniversitesi ve Sinop Üniversitesidir.

Nükleer Enerjinin Geleceği

Dünyamızda 2050 yılına kadar nüfusun ve teknolojik unsurların artmasıyla, enerji talebinde de ciddi artışların yaşanması öngörülür. Hayatımızın her alanında ihtiyaç duyduğumuz enerjiye dair sorunların çözümünde en cazip yollardan biri, sürdürülebilir olarak nitelendirebileceğimiz nükleer enerjidir. Bu durumda en kötümser tahminlerde bile nükleer enerjinin bulunduğu konumdan daha geri bir plana atılması mümkün görünmemekte.

Nükleer enerji, küresel ekonomide ve siyasi anlamda da büyük etkilere sahiptir. Bunu, nükleer üretimde ilk sıralarda yer alan ülkelerin uluslararası ilişkilerde güçlü ülkeler olmasından anlayabiliriz. Bu ülkeler arasında ortaya çıkabilecek muhtemel çatışmalar, dünya piyasasını sarsacak biçimde yıkıcı etkilere sahip olabilir. Bu yıkıcı etki her ülkeyi fazlaca olumsuz etkileyeceğinden, nükleer enerjinin böyle bir çatışmadan uzak durmayı gerektiren caydırıcı bir güce de sahip olduğunu söyleyebiliriz.

Nükleer enerji ve buna bağlı olarak geliştirilen teknolojiler, günümüzde elektrik üretiminin yanı sıra tarım, savunma sanayisi, endüstri, tıp, çevre koruma gibi pek çok alanda aktif olarak kullanılmaktadır. Bu da nükleer enerjinin gelecekte daha da önemli bir konuma gelmesine zemin hazırlamaktadır.

Fosil kaynakların tükenmeye başladığı, karbon emisyonunun sorunlara yol açtığı bir dünyada giderek artmakta olan enerji ihtiyacını karşılamak için özellikle gelişmiş ülkelerin nükleer enerji üretimine yoğunlaştığı görülmektedir. Sadece elektrikli araç gereç endüstrisinin enerji talebini karşılayabilmek için bile Avrupa Birliği’nin gelecekte elli adet daha nükleer santrale gereksinim duyacağı tahmin edilmektedir. Bu koşullarda nükleer enerjinin en az yarım asır daha bizimle olması beklenir ancak nükleerin çevreye etkileri konusunda olumsuz görüşler de yaygındır.

Nükleer Enerji Alternatifi Olarak Yenilenebilir Enerji Kaynakları

Nükleer enerjiye alternatif olarak değerlendirilebilecek yenilenebilir enerji kaynakları ve avantajları için yenilenebilir enerji kaynakları sayfamızı ziyaret edin. Tüm yenilenebilir enerji türleri ile ilgili detay bilgiye aşağıdaki sayfalardan ulaşabilirsiniz:

Nükleer Enerji Benzer Yazılar

Piagrid.com Üye Olun

Piagrid.com'a Üye Olun

Üye olun, ilginizi çekebilecek güncel enerji yazılarımızı takip edin
Üye Olun